Perşembe, Ocak 24, 2013

Ugur Mumcu; Bugun Bir Kosesi Olsa ne de Guzel Olurdu


Nils FILMER, Bodrum

‘Bir Pazar Sabahıydı Ankara Kar Altında
Zemheri Ayazıydı Yaz Güneşi Koynunda
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana
Zalımlar Pusudaydı Bedenim Paramparça
Ucuz Can Pazarıydı Kalemim Düştü Kana’

Selda Bagcan’in sesinden Ugurlar Olsun’u dinleyip de gozlerin dolmamasi, bogazin dugumlenmemesi mumkun degildir her 24 Ocak’ta.. Sozleri Ali Cinar’a ait bu agit 20. Yildonumunde usta kalemin ardindan bir kez yakilacak, Ankara’da, Istanbul’da, Kirsehir’de, Bodrum’da, Diyarbakir’da, Izmir’de, kisacasi tum Turkiye’de.. Yillanan bir sarap gibi, yazilari, arastirmalari, fikirleri her gecen yil biraz daha degerleniyor.. Cunku o, olmeden önce hep bugunleri yazdi.. Ulkenin ekseniyle ilgili kimsenin hayal dahi etmedigi seyleri bir kahin gibi cozumledigi halde, bircok kisi ancak bugun onun yazdiklari gerceklesince anladilar onu. O, kalemini kiranlarin ‘Sakincali’ gordugu bir ‘Piyade’ydi..


Hainlerin kiydigi bu can icin, oldugu gunden bugune kadar bir tek sey degismedi.. Sevenlerinin bitmek bilmeyen adalet arayisi, ve protestolarla Ugur Mumcu Cinayeti’nin 20 yildan sonra hala bir faili mechul olarak cozulememis olmasi..Suleyman Demirel’in basbakanligi doneminde islendi bu cinayet.. Ardindan Erdal Inonu, Tansu Ciller, Mesut Yilmaz, Necmettin Erbakan, Bulent Ecevit, Abdullah Gul ve en son da Recep Tayyip Erdogan hukumetleri bu demokrasi sehidinin kemiklerini sizlattilar hep.. Gelen her hukumet, Ugur Mumcu ve benzer cinayetlerin cozulecegi sozunu vermesine ragmen, nedense su komik gercek hicbir zaman degismedir.. Bir mahallede, bir koyde, ya da kasabada yasanan herhangi sebepli adi bir cinayet, failinin kim oldugunu bulmak ne kadar zor olsa da cogu zaman cozulur.. Ancak is, Ugur Mumcu gibi isik sacan bir kalem soz konusu olunca, yazdigi kitaplarda Cumhuriyet’e kimlere ragmen bekcilik yaptigi apacik ortadayken onun faili hicbir zaman bulunamadi, yakinindan bile gecilemedi.. Hicbir savci bu olayi aydinlatma icgudusuyle sonuna kadar gitmedi.. Basinin takibi hep belli bir noktada tikandi.. Turkiye tam anlamiyla 3 maymunun sahnelendigi bir tiyatronun dekoru oldu bu gecen 20 yilda..

Ugur Mumcu, 06 YR 245 plakali Mavi Renault’sunun kontagini son kez cevirdiginde oglu Ozgur Mumcu 16, kizi Ozge Mumcu ise 12 yasindaydilar.. Bugun ikisi de mesleklerinde basarili bireyler oldular.. Simdi bayragi babalarindan onlar devraldilar, ve anneleri Guldal Mumcu tabiki.. 20 yilin ardindan, devlet failleri ariyor.. Ele gecen, aileye ufak da olsa bir teselli verecek herhangi bir zanli, bir mahkumiyet yok.. Bunun yerine 20. yilda devlet aileye 06 YR 245 plakali Mavi Renault’nun patlamadan arta kalan hurda yiginini vermeyi uygun gordu.. Yasadigimiz ulke iste boyle bir yer, maalesef..


(1984 yilinda Londra ziyareti sirasinda Ugur Mumcu’nun, BBC Turkce Servisi’nden Nuri Colakoglu ve Ayca Abakan’a verdigi roportaji asagidaki linkte okuyabilirsiniz.)


Yazdigi kitaplarda, arastirdigi dosyalarda ustune gittigi karanlik odaklardan hicbir zaman korkmadi Mumcu.. Yazdi, yazdi, bir daha yazdi.. Ve o yazdikca biz ogrendik.. Gecen 20 yilda, onun kaleme aldigi iddialar bugun gun gibi ortada.. Hicbir zaman da yalanlanamadi.. Cunku biz onun yazdigi gelecegi yasiyoruz bugun.. Tipki 1978’de yazdigi gibi, o zaman da hakli cikmisti.. Ne mi demisti Ugur Mumcu o yazida? ‘Biz unutkan bir ulusuz. Unutuyoruz olup bitenleri, unutuyoruz ve ogullari kizlari olen ana babalari, kanli gozyaslariyla basbasa birakip gidiyoruz..’

Dusunuyorum da, Ugur Mumcu bugun yasasaydi ve bir kosesi olsaydi ne guzel olurdu.. Ama urkuyorum, bu kose bir gazetede mi olurdu, yoksa bir mapushanede mi, gercekten bilemiyorum?

Nils Filmer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder