Cuma, Ocak 25, 2013

Arap Bahari’nin Misir Duraginda 2.Yil Geride Kaldi


Nils FILMER, Bodrum

Aralik 2010’da seyyar satici Mohammed Bouazizi’nin yillardir suren sosyal adaletsizlik nedeniyle kendini atese vererek Tunus’tan baslattigi ve bircok Musluman ve Arap ulkesine yayilan, bazilarinda yonetimleri degistiren bazilarinda ise mevcut yonetimlerin guvenlik kuvvetleri tarafindan bastirilan protesto gosterileri, bildiginiz uzere Arap Bahari olarak isimlendirildi.. Yoksul halklarin, kendilerini yoneten diktatoryal yonetimlere baskaldirisi olarak baslayan eylemler, cagdas bir yasam hakki icin toplanan yuzbinlerce insan, haftalar hatta aylar boyunca gosterilerini surdurduler.. Bu gosteriler, tipki her ilkbaharda uykusundan uyanan dogayi cagristirdigi icin Arap Bahari olarak isimlendirildi.. Gosteriler icin Muslumanlarin kutsal gunu olan Cuma gunleri secildi daha cok, adina da Ofke Gunu dendi..

Arap Bahari’na sebep olan ortam, ayaklanmalarin fitilini  atesleyen kosullar, ilk protestolarin baslamasi, olaylarin yayilmasi, ve birkac munferit ulkeden once bolgesel sonra da global bir boyut almasina kadar, yuzyilin bu en buyuk siyasi akimlarindan biri her alanda tartisiliyor, ve anlasilmaya calisiliyor.. Cogu fikre gore Arap Bahari, her hamlesi incelikle dusunelerek oynanan yeni bir Amerikan oyunu.. Hatta sadece ABD ile sinirli kalmayip, emperyalist guclerin, Ortadogu basta olmak uzere, Kuzey Afrika ve Orta Afrika’nin iclerine kadar uzanan genis bir cografyayi, uzun vadede ‘Bati’nin himayesine almak.. Noah Chomsky’ye gore de Arap Bahari’nin mimari, Soguk Savas bitince dunya uzerindeki nufuzu azalmaya baslayan ABD..

Musluman ulkelerde buyuk toplumsal olaylara yolacan Arap Bahari’nin etkisinin en kuvvetli hissedildigi, ve olaylarin suregeldigi ulkelerden biri de Misir.. Uzun yillar boyunca ulkesini adeta bir demir yumruk gibi yoneten Husnu Mubarek’I bile devirmeyi basaracak kadar etkili bir hareket olan Bahar, Misir’da 25 Ocak 2013 tarihinde 2. Yilini doldurmus oluyor. Bugun icin (25 Ocak), Cuma gunune de denk gelmesiyle ulke genelinde cok buyuk protestolar organize edildi.. Her zaman oldugu gibi, dunyanin gozleri bir kez daha Kahire’nin Tahrir Meydani’nda.. Bu meydanda, Mubarek’in devrilmesine kadar gecen bir yillik surede duzenlenen onlarca protestoda yaklasik 850 kisi hayatini kaybetmisti, devrim adina.. Bu sefer Morsi karsitlari sahnede, ve Anayasa Partisi lideri Mohammed El Baradei tum Misirlilari protestoya katilmaya cagirdi..


Dunya genelinde, bu devrimin yasandigi diger ulkelere benzer olarak Misir’da da ilk sonuclar pek de memnun edici degil.. Cunku onlarca yildir ulke yonetimini elinde tutan liderler  devrilmis olsa da yeni yonetimlerin bu beklenen sosyal adalet reformlarini gerceklestirecek olmasi kuskulu.. Yine de Musluman Kardesler’in ilk demokratik secimlerden galip gelmesine sasirmayanlar da var.. Cunku Mubarek donemindeki adaletsizlik zamaninda, bir anlamda sehirlerde sosyal yardimlasmayi bu partiye bagli gruplar yapiyordu.. Ancak, tipki Libya’da Muammer Kaddafi’nin devrilmesinden sonra yeni gelen yonetimin radikallesmesi, ve hatta ABD buyukelcisinin oldurulmesine kadar varan olaylarin yasanmasi gibi; Misir’da da Husnu Mubarek’in ardindan yapilan ilk secimlerde basta Musluman Kardesler olmak uzere Islami partiler guclendi.. Yeni Cumhurbaskani Morsi, daha ilk icraatlarinin ardindan gene onbinlerin sokaga dokulmesine sebep olacak protestolara yol acti.. Ornegin Suriye’de de Esad’a karsi savasan muhaliflere bazi bolgelerde El-Kaide militanlari da destek veriyor..

Bir yanda Misir, 2. Yiildonumunde Tahrir protestolarina hazirlanirken, ayni tarihlere gelen Davos Ekonomik Forumu’nda da batili ulkeler, Misir ve digger ulkelerde Arap bahari’nin geldigi son noktayi tartisiyorlar.. Arap Birligi’nin eski genel sekreteri ve Misirli diplomat Amr Moussa, Davos’ta yaptigi konusmada; demokrasinin sadece secim sandigi olmadigini, insan haklari saglanmadan demokratiklesmenin olamayacagini soyledi ve Misir’da halen istenilen sonuctan uzak olundugunu belirtti..

Peki acaba, mevcut diktatorleri devirip, yerine daha radikal olan Islamci yonetimleri iktidar yapmak, arkasinda ABD’nin oldugundan suphelenilen Arap Bahari’nin sonucu mu, yoksa bu en bastan beri ABD’nin asil amaci miydi? Gecen 2 yillik sureye baktigimizda, 2010’da belki de Misir’da, Libya’da, Yemen’de veya Bahar’in ilk patlak verdigi ulke olan Tunus’ta demokratik secimlerin yapilacagi kimsenin aklina gelmezdi.. 2 yillik sure sonunda, secimler yapildi ama Amr Moussa’nin da dedigi gibi, hem ekonomik hem de sosyolojik olarak ideal  yasam kosullarina ulasmak icin henuz cok erken gozukuyor.. Altyapisi saglam kurulamayan yonetimlerde, bu yeni surecte gucu elinde bulunduran bazi radikal yonetimler, bu protestolarin surecegini gosteriyor..


Yeni duzende esas soru su; tek kutuplu diktator yonetimlere aliskin olan bu yeni demokrasilerde iki kutbun karsi karsiya gelmesi nasil sonuclar doguracak? Islamcilarla liberallerin guc savasi demokratik platform cercevesinde kalabilecek mi? Yoksa Misir’da Morsi’nin yonetime gelir gelmez kendi guclerini arttiracak yasa degisiklikleri getirerek diktatorlesmesi mi? Arap Bahari’nda 3. Yila girerken iki ucu da keskin bir bicak gibi, bu yeni gercekligi takip ediyor olacagiz.. Ilk raund, 25 Ocak Cuma gunu yine Tahrir’deki Morsi protestosu olacak..

Nils Filmer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder