Salı, Ocak 14, 2014

Surekli Buyuyen Ama Hep Harika Kalan Dahi Bir Cocuk; Fazil Say

Yalnizca ulkemizde degil, ayni zamanda tum dunyada, yirmi birinci yuzyilin en buyuk sanatcilarindan biri olarak kabul edilen, muzigin dahi cocugu Fazil Say, 14 Ocak 1970 tarihinde Ankara'da dunyaya geldi..

Dogustan gelen dudak damak yarigi rahatsizligi yuzunden gecirdigi operasyonun ardindan doktorunun uflemeli calgi kullanma onerisi ile muzige oldukca erken yasta melodika calarak baslamis Fazil Say.. Henuz 3 yasinda obuaci Ali Kemal Kaya'dan egitim alan kucuk Fazil'in piyanoyla tanismasi da cok gecikmemis..

Fazil Say 4 yasindayken, Mithat Fenmen ile tam 8 yil surecek piyano derslerine basladi.. ''Harika Cocuk'', seneler 1982'yi gosterince, o donemde uygulanan ''Ustun Yetenekli Cocuklar Icin Ozel Statu'' uygulamasindan yararlandi ve piyano, kompozisyon bolumunde egitim almaya basladigi konservatuardan 1987'de mezun oldu.. Fazil Say, yuksek egitimini ise Alman Akademik Degisim Servisi ile aldigi bursla, Dusseldorf Muzik Yuksek Okulu, Robert Schumann Enstitusu''nde tamamlayarak 1991 yilinda koncerto solisti diplomasini almistir..

Egitimini tamamladiktan sonra 1992'de Berlin Tasarim Sanatlari ve Muzik Akademisi'nde ogretmenlik yapan usta sanatci  bundan sonraki yillarda ise hepsi birer basyapit olacak olan eserlerini olusturmaya basladi.. Birbirini takip eden oratoryolar, koncertolar, orkestra eserleri, bale ve tiyatro muziklerinin de arasinda bulundugu sayisiz eserle Fazil Say, kisa zamanda tum dunyanin en cok merak edilen ve hayranlik uyandiran sanatcilarindan biriydi artik..


Sanatci kisiligi ona onemli bir gorev daha getirdi 2008 yilinda.. Fazil Say, Avrupa Birligi tarafindan Kultur Elcisi unvaniyla onurlandırıldı.. Bundan sonraki surecte, unlu sanatcimiz dogu ile bati kulturleri arasinda bir kopru kurma hedefini kendine ilke edinecekti..

Ancak Turkiye, son birkac yildir iktidarda olan hukumetin icraatlariyla tam olarak dogu ile bati kulturleri arasinda bocalayan bir atmosfere dogru surukleniyordu.. 2007 yilinda sorumlu bir sanatci duyarliligiyla, Fazil Say ulkesinin 'Bati'ya yavas yavas sirtini donmesine sessiz kalmadi ve Cagdas Turkiye'nin temeli olan Cumhuriyet rejiminin hukumet politikalari ile tehdit altinda oldugunu soyledi.. Alman Suddeutsche Zeitung'a verdigi bu demec hem ulkemizde, hem de Avrupa basta olmak uzere tum dunya sanat cevrelerinde genis yanki buldu..

Fazil Say roportajinda, ulkeden ayrilmayi dusundugunden bahsediyordu.. O zamana kadar Turkiye'nin hizla degisen siyasi yapisini cok da iyi analiz edemeyen Avrupali bazi siyasiler ve sanatcilar, ulkenin degerli bir sanatcisinin 'cigligi'na kayitsiz kalmadilar.. Gittikce kisitlanan ozel yasamlar, cagdasliktan uzaklasilan politikalar ile bezenen karanlik tablonun uluslararasi mecralarda sesli olarak konuslumasina Fazil Say'in bu cikisi vesile oldu diyebiliriz..

Bunun yaninda, devlet duzenimizin onlarca yildir gelistirdigi geleneksel fikir ozgurlugunu baltalama refleksinden Fazil Say da nasibini aldi.. Fazil Say muzik enstrumani olan piyanosuyla, gonlumuzu fethedip, notalariyla ruhumuza islerken; cagimizin en onemli iletisim enstrumanlarindan olan sosyal medyada soyledikleri ise 2007'deki roportajdan sonra bir kez daha basinin agrimasina sebep oldu..

"Irmaklarından şaraplar akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir? Her müminine 2 huri vereceğim diyorsun, cenneti ala kerhane midir?"

Fazil Say, gectigimiz yil unlu sair Omer Hayyam'in bir rubaisinden yaptigi yukaridaki alinti yuzunden ''halkin bir kesiminin benimsedigi dini degerleri asagilamak'' maddesi geregi yargilanip 10 ay hapis cezasina carptirildi.. Bu ceza, eylemin tekrarlanmamasi kosuluyla ertelendi.. Fazil Say, karardan duydugu hayal kirikligini saklama geregi duymadi..


Degerli bir sanatcinin, fikir hurriyetini ihlal edici bir kararla hukum giymesi kamuoyunda buyuk yanki uyandirmisti .Ustelik tweet mesajinda yazdiklari, kendi sozleri degil sadece bir alintiydi.. Ancak sosyal medyada ona saldiran kisilerin bircogunun, Say'in yazdiklarini kendi sozleri sanmasi da ayrica trajikomik ve manidardi..

Gectigimiz yili bu sekilde biraz calkantili geciren Fazil Say, yeni yilla birlikte sanat calismalarina devam ediyor.. Onun bir yandan yeni besteler yaparken, bir yandan da ulkenin gidisatini dert edinmesini oldukca onemli ve degerli buluyorum..

Muzigin dahisinden daha cok dinleyeceklerimiz var; hem notalarindan, hem de sozlerinden.. Iyi ki dogdun Fazil Say..

Nils Filmer

Not: Yakin gelecekte sanatcinin konser programi su sekilde:

Ocak 15  Ankara, Turkey  Ankara Nâzım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi (Çok Amaçlı Salon)

Ocak 17  Bursa, Türkiye  Bursa Merinos AKKM (Osman Gazi Salonu)
Ocak 18  İzmir, Türkiye  AASSM
Ocak 20  Lugano  Residency Lugano Orchestra RSI
Ocak 21  Lugano
Ocak 24  Lugano

Ocak 26  Lugano


Ocak 29  Salzburg

Ocak 31  Salzburg

Subat 1  Wetzikon,  Switzerland  Concert Wetzikon Klavierissimo  Joseph Haydn (1732-1809): Variations in F minor Hob XVII/6
Bernd Alois Zimmermann (1918-1970): 5 pieces from Enchiridion
Igor Strawinsky (1882-1971): Three movements from Petrushka
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791):
Piano Sonata No. 10 C major K 330
Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791): Piano Sonata No. 11, A major K. 331
Şubat 9  Winter Theater, Russia  Concert Sochi, “New Russia” Symphony Orchestra, Yuri Bashmet  Wolfgang Amadeus Mozart (1756-1791): Piano Concerto No. 21, C major K. 467



 Robert Schumann (1810-1856): Overture “Genoveva” op. 81






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder