Pazartesi, Ocak 20, 2014

Datlım, Gıymatlım; Nöri Gantar

Tek kanal döneminin en bilinen yerli dizilerinden biriydi Kaynanalar dizisi.. Bu dizinin başrolünde ise usta meddah Tekin Akmansoy, Nöri Gantar rolünde harikalar yaratırdı.. Tabiki eşi Nöriye Gantar tiplemesini ustalıkla oynayan bir başka dev sanatçı Leman Çıdamlı ile beraber.. Geçtiğimiz yıl her iki sanatçıyı da 2 ay arayla kaybetmiştik.. Hem günlük konuşma dilimize, hem aklımıza "datlım, gıymatlım", "kaderimde varsa çekerim", "Kayseri'den iki şey ihraç olur; biri bastırma, biri de ahıl" sözleriyle kazınan Tekin Akmansoy'un, bugün 90. doğumgünü..

Ülkemizde birçok tiyatro sanatçısının kaderiyle benzer bir şekilde televizyonun yıldızını parlattığı oyuncular arasındaydı.. Hemen herkes tarafından Kaynanalar'ın Nuri Kantar'ı veya Köyden İndim Şehire'nin Ali Rıza'sı olarak tanınsa da tiyatro sahnesinde gerek yönetmenlik gerekse oyunculuk olarak verdiği eserler çok daha fazladır Tekin Akmansoy'un..

Denizli Sarayköy doğumlu olan ünlü tiyatrocu, çocukluğunda Denizli'ye gelen gezginci tiyatrolardan, cambazhanelerden çok etkilendiğini, hatta 7 yaşında bir piyes yazıp arkadaşlarıyla çuvallardan dekor yapıp oynadıklarını anlatmıştı bir röportajında..

1939 yılında Moliere'in Les Fourberies de Scapin (Scapin'in Dolapları) adlı eserinden uyarlanan Ayyar Hamza adlı oyunla tiyatroya ilk adımını attı.. 2 yıl sonra, Necip Fazıl Kısakürek'in yazdığı Para isimli oyununu ilk para kazandığı eser olduğu için ilk profesyonelliği olarak saymıştır.. Akmansoy, daha sonraları ise sayısız oyunla tiyatroya unutulmaz eserler verecektir..  İlk yönettiği oyun ise 1968'de yine Moliere''den uyarlanan  Le Médecin malgré Lui, Türçe'ye çevrilen ismiyle Zoraki Tabip'dir.. Daha sonra aralarında Haldun Taner, Necati Cumalı ve Oktay Rifat'ın aralarında bulunduğu değerli sanatçıların oyunlarını yönetti..


Tekin Akmansoy, sanat hayatı boyunca verdiği eserlerin yanında bugünün sanatçılarına da yol gösterecek konulara deyinmeyi de ihmal etmemişti.. Sanatçının, toplumun aynası olması gerekliliği.. Özellikle en meşhur olduğu dönemlerde sansür çok yaygındı ve yapılan dayatmalarla toplumda "sanatçının politikayla işi olmaz" görüşü hakimdi.. Tekin Akmansoy ise tersini savunuyordu.. Sanatçının tabiki politikayla işi olurdu, ama politikanın sanatçıyla işi olmamalıydı..

Buna gerçek hayattan yaşadığı bir olayı örnek veriyordu.. Meşhur Kaynanalar dizisi çekimleri başlamıştı ve 4. bölüme gelindiğinde TRT'den gelen baskıyla eserin adı değiştirilmek istenmişti, kaynana ve aile bireylerini geçimsiz gösteren bir dizi çekildiği gerekçesiyle.. Süleyman Demirel döneminde, zamanın TRT Genel Müdürlüğü'ne yeni atama yapılmış o zaman.. Akmansoy, diziyle ilgili değişiklik kararını duyup hemen TRT'ye koşmuş, belki bir çaresi bulunur diye düşünerek..

Binanın girişinde rastladığı adama sormuş Genel Müdür'ü.. Ama "sanırım İstanbul'a gidiyor" cevabını almış, sorusuna müdürü neden aradığı sorusunu da ekleyen adamdan.. Tekin Akmansoy durumu anlatmış; "Kaynanalar geçimsizlik üzerine bir dizi değil.. Sadece çocukları anlaşamıyor.. hem bakış açıları da farklı.. Biri Anadolulu, diğeri Avrupai" demiş Akmansoy.. Konuştuğu adam da "peki, kalsın bakalım" demiş..

O gün merdivenlerde karşılaştığı kişi, TRT Genel Müdürü İsmail Cem'miş.. Akmansoy o günleri, Sayın Cem olmasaydı Kaynanalar efsanesi de olmazdı diye anıyor..

Her ikisini de sevgiyle anıyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder