Cancun Zirvesi; Dünya İçin Yıllık Olağan Umut - Cancun Summit; The Usual Annual Hope for Earth

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi 2010 toplantısı, 29 Kasım ile 10 Aralık tarihleri arasında Meksika’nın Cancun kentinde yapılacak..  Bu geleneksel hükümetler arası toplantı, gezegenin geleceği, ve hem insanlar hem de diğer tüm canlılar açısından yaşanılabilir bir sığınak olarak kalabilmesi için, yapılması gerekenlerin konuşulacağı bir zirve olacak. Her yıl sonunda yapıldığı gibi, gene dünyamız bir check-up’tan geçecek ve zayıf yönlerine dair teşhisler ve olası tedavi yöntemleri tartışılacak. Ancak hükümetler arası bu toplantıda bir fikir birliğine ulaşılması, devletlerin birbirinden tamamen farklı küresel bakış açıları nedeniyle, çok zayıf bir ihtimal..

Dağların zirveleri nasıl sadece en güçlü tırmanıcıların çıkabileceği birer ekstrem nokta ise, ve biz bu dağlardan, sadece onların bize göstermek istediklerini görebiliyorsak, bu iklim değişikliği zirvesi de, diğer benzer küresel toplantılar gibi, sadece en güçlü devletlerin istediklerini aldıkları sonuçlar doğuruyor. Mesela, iklim değişikliği sebebiyle yaşanması kaçınılmaz olaylardan buzul erimesi sonucu, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan küçük ada devletleri, bir endüstrileşme devi olan ABD kadar söz hakkına sahip olamayacak hiçbir zaman..

Bir düşünün mesela, bir Pasifik adası olan Tuvalu atolünün başkenti Funafuti’de yaşayan insanların doğa ile sınavı adeta günlük hayatın bir parçası. Örneğin, Funafuti’de, Tuvalu’nun geri kalanı gibi, denizden yükseklik sadece 3 metre. Diğer yanda ABD’nin başkenti Washington’da yaşayanlar için iklim ve küresel değişiklikler bu kadar canlı hissediliyor mudur sizce? Funafuti’de rüzgarlı bir günde oluşan dev okyanus dalgalarının aşındırdığı kıyılar, her geçen gün Tuvalu’yu erozyona uğratıp küçültürken, aynı zamanda kıyıya gelen deniz suları, mevcut yer altı sularının da tuzlulaşmasına sebep oluyor. Washington’da bir okyanus dalgasının etkisi bu derecede değildir.. Yerin altından gelen sudan umut kesilince, Funafuti’de insanlar gökyüzüne bakarlar.. Yağmurlarla gelecek temiz su ile, Tuvalulu çiftçiler Pulaka üretimini sürdürebilirler çünkü..

Tuvalulu bu çocukların, büyüdüklerinde Pulaka ekebilecek toprakları kalacak mı? .. Will each of those kids from Tuvalu have enough land to grow Pulaka when they grow up?

Ancak ne var ki, iklim değişikliği ile yağmurlar da azalmış, ve düzensizleşmiştir. Artık yağmur mevsiminde yağış düşmüyordur, ve ekim yapılmayan zamanlarda yağmur yağıyordur Funafuti’de. Toprak gitgide tuzlulaşıyorsa, bir karbonhidrat kaynağı olan Pulaka tahılı üretilemeyecek yakında.. Tuvalu kültüründe bir babanın oğluna ilk öğrettiği hayatta kalma derslerinden biridir Pulaka. Ne zaman ki Funafuti’de bir genç Pulaka ekimini öğrenir, işte o zaman yetişkinliğe adım atmıştır ve o artık gerçek bir erkek olarak toplumdan saygı görür.. 

..

ABD, çevreyi kirletenler listesinde önlerde yer alan bir devlet. Geçtiğimiz başkanlık seçimlerinde, küresel ısınmaya karşı güçlü politikalarla mücadele etme sözü veren demokrat parti yönetiminin seçilmesi, öncelikle Kopenhag ve bu yıl da Cancun zirveleri için bir umuttu..  Özellikle 2009’daki Kopenhag toplantısı, mütemadiyen çevre konulu toplantılarda bir direniş sergileyen Amerikan yönetimine yönelik bir umudu simgelemek için Hope-Umut’tan yola çıkılarak Hopenhag diye adlandırıldıysa da sürpriz yaşanmadı ve gene fikir birliğine ulaşılamadı..

2010 yılına gelindiğinde, Obama yönetimi daha henüz somut bir adım bile atamamışken, ilk ara seçimde demokratların, cumhuriyetçi partiye kaybetmeleri ve yeni gelen senatörlerin de çoğunluğunun küresel ısınma gerçeğini reddetmeleri, ABD’nin Cancun’da da küresel iklim politikalarına direneceğinin bariz bir işareti..

2010 Zirvesinin yapılacağı Cancun şehri de, iklim değişikliğinin tehdidi altındaki şehirlerden biri .. Cancun, where the 2010 Climate Change Summit will be held, is also one of the cities under the threat of global warming..

Mayaların kurduğu Cancun, geride bıraktığımız yılın en önemli çevre felaketlerinden biri olan petrol platformu sızıntısının yaşandığı Meksika Körfezi’ne kıyı bir şehir. Bütünün küçük bir parçası olan körfezi ve bütünü düşünecek olursak dünyayı, kirleten İngiliz petrol şirketi, kıyıları kirlenen ABD ve Meksika gibi ülkelerle birlikte, biz Türkiye’dekileri de, Funafuti’dekileri de ilgilendirecek kararlar alınacak bu Maya kentinde. Umarım atalarının hesapladığı gibi, kıyametin 2012 yılında kopacağının teyidini değil de, gezegenin ikliminin yeniden nasıl düzeltilebileceği konusunda ilkeli kararlar duyurulur Meksika’dan tüm dünyaya..

Karbondioksit ve sera etkisine neden olan diğer gazların salınımını azaltmayı taahhüt eden 1995 Kyoto protokolünü yenilemek üzere toplanacak 200’e yakın hükümet temsilcisi, dünyanın geleceği için zamana karşı bir yarıştalar.. İnsanlık belki de, Yunan Mitolojisi’nde yer alan iki zıt örnek; tabiat anayı ve doğumu temsil eden Gaia ve kendi çocuklarını öldürmüş olan ve ölümü temsil eden tanrıça Medea süreçlerinden birini yaşamak üzeredir. Ya fosil yakıtlarla yola devam ederek, gelecek nesilleri yok edecek birer Medea olacağız; ya da rüzgar, güneş ve diğer çevre dostu enerjileri tercih edip dünyayı Medea’dan kurtararak, bundan sonraki nesillere tertemiz bırakacağız.. 

Nils Filmer 

Gitgide daha çok gördüğümüz bir tablo, belki de sıradaki sizin arabanız olacak? .. A picture we face more frequently day by day, maybe the next car will be yours?

Cancun Summit; The Usual Annual Hope for Earth

The United Nations Climate Change Summit, 2010 edition will be held in Mexico's coastal city of Cancun, between November 29th and December 10th.. This traditional intergovermental panel, will be a meeting where the important subjects will be discussed such as; the future of our planet, and what measures need to be held to keep the world as a shelter for both the human and the other living creatures..Same as the end of every year, again the earth will face a check-up process and there will be discussions about the diagnosis of its weaknesses and possible treatment methods.. However, to reach a consensus in this intergovermental summit is a very weak possibility due to the reason that each state has a different global point of view in foreign affairs..

Just as the summits of the mountains are extreme points where only the strongest climbers could climb, and we can only see those mountains as much as those strongest climbers show us; this climate change summit alike all other similar international meetings, will result with the strongest states' gain.. For example, the small island nations, such as those in the Pacific ocean, will never be fully entitled in the discussions as same percentage as an industrialized giant such as USA.. However, due to the melting glaciers, one of the unavoidable effects of the possible climate change, those island nations will be the first countries affected directly..

Think about it, the struggle with the nature, of the people living in Funafuti, Tuvalu is kinda part of their everyday life.. For example, in Funafuti, like in the rest of Tuvalu, the land is only 3 meters above from the sea level.. On the other hand, do you think the climate and global changes felt that much in the capital city Washington in USA? During a windy day in Funafuti, the giant ocean waves eroding the shores, and due to the erosion Tuvalu is becoming a smaller land day by day.. At the same time, the salty water coming to the land from the ocean, making the underground waters more and more salty.. In Washington, the felt effect of an ocean wave isnt the same.. When there is no more hope from the underground water, the people living in Funafuti turning their heads for looking to the sky.. Because, with the clean water that will come with the expected rainfalls, the Tuvalu farmers could continue producing Pulaka in their fields..

Snowman says; I think we wont be able to see each other anymore due to the global warming; the boy answers, now i understood how bad the global warming is!

However, with the climate change the amount of rainfall decreased sharply and it became not regular according to the seasons.. With this dramatical change, there wont be rainfall anymore when it is needed, and it will rain when it isnt planting season for the crops in Funafuti.. If the soil becomes more salty by time, in the future there wont be Pulaka production anymore, which is a crop rich with carbohydrate.. In the Tuvalu culture, Pulaka planting is one of the most important life lessons that is taught by fathers to their sons.. Whenever a young Tuvalu boy learned how to plant Pulaka crops and growing them, then he becomes a real Tuvalu men and he is getting higher respect from the society..

..

USA, is a state that is one of the top polluting countries for the environment.. In the last presidency elections, the win of the democrats was a big hope for the efforts against the climate change, especially for last year's meeting in Copenhagen and also for this year's summit in Cancun, because of the promises that the democrat party has made before they were choosen.. Although the 2009 meeting in Copenhagen was even named Hopenhagen, arising from the word "Hope", the surprise hasnt realized and the opposition of the US administrations couldnt broken again, which caused a fail in consensus among the members..

When we came to the year 2010, while even Obama administration coundnt do a concrete step in their environmental plans, the democrats lost to republicans in the by-elections.. It was important, and also a bad news among nature savers, because most of the new republican members of the US senate even deny there is a reality called climate change threatening the world.. So that, USA would again oppose the solution, in the Cancun summit..

Cancun, the city built by the Mayan civilization, is placed on the coast of Mexican Bay, where one of the worst naturel disasters of this year was happened; the oil spill from the petroleum platform.. Maybe a little part of the whole the Mexican Bay, but once it was polluted by the British oil company, then they had affected a pollution in the whole world.. USA and mexico, both countries whose beaches were polluted by the leakage, we people living here in Turkey, those ffarmers living in Funafuti; all people are interested to hear the announcement that will come out from the summit here in this Mayan city..I hope, unlike the theories of their Mayan ancestors that says 2012 will be the end of this world, the Mexican authorities will give us good news about how to save the climate of the world..

Durban, G.Afrika 2011 İklim Zirvesi'nin yapılacağı şehir .. Durban, S.Africa is the city where the 2011 Climate Change Summit will be held..

About 200 members of states throughout the world will join in Cancun summit, to renew the Kyoto protocole of 1997 that was forcing countries to release less carbon dioxide and other greenhouse gases, and they are running against the time.. Maybe, the humanity is in the edge of a dilemma? Either choosing Gaian or Medean theory, two characters from the Greek Mythology.. Gaia, the symbol of birth and the mother nature; and Medea, the symbol of death, who itself killed her own children in the myth.. What will we do now? Either, continue to use fossil fuels, and we will become a Medea each that will destroy the future generations; or we will start to use the renewable types of fuels such as wind or solar energy, to save the planet from the Medeas, and we will become a Gaia each, to leave a clean world to the future generations..

Nils Filmer

Gezegenin Cadılar Bayramı - The Halloween of the Earth

31 Ekim, tüm dünyada olmasa da, Batı kültüründe Cadılar Bayramı olarak kutlanan özel bir gün. Kökeni Kelt toplumuna dayanan ve hasat döneminin bitişini işaret eden bu bayram, aynı zamanda bazı eski toplumlarda bu dünya ile öteki dünya arasındaki sınırın en inceldiği gün olarak da kabul edilir.. Öteki dünyadan gelen iyi ve kötü ruhların tamamı, dünyayı bu günde ziyaret ederler. O yüzden aileler, ölmüş atalarını, kendilerine en çok yaklaştıkları bu günde anmayı gelenek haline getirmişlerdir. Ama inanışa göre kapı bir kez açılmıştır ve bu kapıdan kötü ruhlar da geçebilmektedir. İşte bu yüzden, tüm o korkutucu kostümler ve de maskeler giyilir Cadılar Bayramı’nda.. O kadar korkutucu giyinilir ki, kötü ruhları bile uzak tutabilecektir.. Atalarının ruhunu anarken, kötü ruhları Halloween kostümleri ile şaşırtırlar ve iyi ruhları rahat ettirirler..

Cadılar Bayramı’nın ilk olarak ortaya çıkışına dönecek olursak, 31 Ekim tarihi Kelt toplumunda Samhain olarak bilinen yaz mevsimin ve hasat döneminin sonu kutlamasıdır..  Samhain, iki dünya arasındaki perdeye hükmeden bir şeytandır.. Yani, ölümlülerin ve ruhların dünyası arasında.. Samhain her 31 Ekim’de ölümlülerin dünyasına geçer ve kendine yeni kurbanlar arar.. Ondan kaçmak için 3 yol vardır.. Giyilen maskeler, Samhain’in ölümlüleri tanımasını engeller. Kapıya bırakılan şekerler, Samhain’i doyurur ve onu uzak tutar. İçleri oyularak gülen yüz çizilen ve de ışıklandırılan balkabakları ise Samhain’i, müritleri gibi gösterip onu şaşırtan birer simgedir.. Ancak bu şekilde Cadılar Bayramı’nda iyi ruhlar güvenli bir şekilde anılabilir..

..

Bazen düşünüyorum da, insanlık ve üzerinde yaşadığı bu gezegen de kendi döngüsündeki hasat döneminin sonuna mı geliyor yavaş yavaş? Yıl içinde 365 günde bir kez gelen bu temsili gün, milyarlarca yıllık geçmişi olan dünya gezegeni için tekrar gerçek mi olacak, hasat edecek ürünler gitgide azaldığından? Gün geçtikçe gözünü para hırsı bürümüş bir düzen içinde, insanlık bir yok oluşa doğru yol alıyor adım adım.. Bugüne kadar göz ardı edilen gerçekler, hep halının altına süpürülenler, birer birer ayağımıza dolanmaya başladı.

Samhain masallardaki bir yaratık, ancak kapitalist sistemin bankaları adeta kanımızı ve cüzdanlarımızdaki paraları emen birer vampir. - Samhain is a creature in tales, but the banks of the capitalist system are kinda vampires that are absorbing our blood and the money in our wallets.

Dünyada bugün üretilen gıda açık bir şekilde mevcut nüfusa yetmiyor. Burada gelirin eşitsiz dağıtılması yüzünden, gıdaya ulaşamama da söz konusu.. Ancak nüfus artışını kaldıramayan dünya, diğer bir temel ihtiyaç olan barınma sorununa çözüm bulmak adına her geçen yıl tarım alanlarında biraz daha kısıntıya gidiyor. Ne ürünü yetiştirebilecek alan kalıyor geriye, ne de hayvancılık yapılabilecek yerler.. Böylece de sıklıkla karşılaşılan gıda krizleri meydana geliyor. Buna küresel ısınma da eklenince kötüye gidiş büyük bir ivmeyle hızlanıyor..

Birkaç yıl önceki Tayland kaynaklı pirinç krizi mutfaklarımıza kadar girmişti. Globalleşen dünya nedeniyle birçok kişinin haritada yerini bulmakta zorlanacağı ülkeler bile, temel besin ihtiyaçlarına ulaşmakta bizi etkilemeye başladı. Üstelik de çok sıklaşan bir şekilde. Dünya globalleştikçe küçüldü, küçüldükçe piyasalar birbirine yakınlaştı, yakınlaştıkça da cebimize giren yabancı eller çoğaldı, bu da doğal olarak refahımızı olumsuz etkiledi.. 

Geçen yaz yanan Rusya ormanları yüzünden yükselen buğday fiyatları, ekmeğimizi küçülttü; domatese musallat olan Güney Amerika kökenli Tuta Absoluta  zararlısı, bu sevdiğimiz sebzeyi 4-5 kat pahalılaştırarak mutfağımızdan çıkarma noktasına geldi; en ilginci de okullarımızda yıllardır öğretildiği üzere bir hayvancılık ülkesi olan bizlere, azalan büyükbaş hayvan üretimi yüzünden, Macaristan, Uruguay ve Ürdün gibi ülkelerden Angus ithal etmeye kadar götüren bir sürece itti..

Hepsi de insanın temel ihtiyaçları olan yiyecek, içecek, barınma gibi sorunlardansa, para, para ve para diyen günümüz ekonomik sisteminin bir sonucu.. Bu gıda sıkıntılarına, Macaristan’da yıkılan Aluminyum tesisi, ve aylar boyunca Meksika Körfezi’ni kirleten BP petrol platformu yüzünden balık da eklendi.. Endonezya’da patlayan Merapi yanardağı da kim bilir hangi ürünün üretimini olumsuz etkileyecek? Yarın öbür gün bunlara temiz suya ulaşmada zorluklar eklenecek.. Bunu da petrol sıkıntısı takip edecek..  Sistem, neredeyse sonsuz olan rüzgar ve güneş enerjisi kullanmak yerine bir gün, hem de çok yakın bir gelecekte, biteceği kesin olan petrole bağımlı yapıyor hala insanoğlunu ..Yeni kuşaklar genleriyle oynanan sebze-meyvelere mahkumlar yıllardır..

..

Dünyamız ve buna bağlı olarak da insanlık anlaşılan o ki hasat mevsiminin sonuna yaklaşmış görünüyor.. Bir nevi Cadılar Bayramı başlıyor gezegen için .. Samhain çoktan ruhlar diyarından yola çıktı bile, gelmesi an meselesi.. Biz ölümlüleri, getireceği karanlık kış ile sınayacak.. Ancak korkarım ki, bu kez bizi ne giyeceğimiz maske, ne kapı önüne koyacağımız bir avuç şeker, ne de ışıklı balkabakları koruyabilecek Samhain’in şerrinden.. Aç gözlü, paylaşım ve eşitlikten uzak politikalar sürdürüldükçe, önümüzdeki 31 Ekim’lerde sevdiklerimizce hatırlanacak, kapıdan geçmeye çalışan birkaç iyi ruhtan biri olmaktan öteye gidemeyeceğiz belki de…

Hepinize mutlu Cadılar bayramı dilerim..

Nils Filmer 

Pakistan'da açlık büyük bir sorun - Hunger is a big problem in Pakistan

The Halloween of the Earth 

October 31st is a special day celebrated as Halloween, maybe not in the whole world, but in the western culture.. The origin comes from the Celt society, and pointing the end of the harvest period.. At the same time it is accepted in some old civilizations that, Halloween is the time when the border is the thinnest between this world and the Otherworld.. All the both good and bad spirits coming from Otherworld are visiting this world in this day.. Therefore people made it a tradition to memorize their passed ancestors, when they are are nearest to them.. However, when the door is once opened according to the belief, it is also possible for the bad spirits to pass it.. Therefore, all those scaring costumes and masks will be wore during Halloween.. They are so much scaring that, they will avoid bad spirits to come nearer.. Thus people disguise the bad spirits with the Halloween costumes, and making their ancestors' spirits feel comfortable while memorizing them..

If we return to the origin of Halloween, where it first arised, the date October 31st is the end of the summer season and harvest period in a year in Celtic culture, so called Samhain.. Samhain, is a devil who is controlling the curtain between two worlds.. The curtain between worlds of mortals and spirits.. Samhain is joining among mortals in every October 31st, and searching for new victims to bring back to the spirits' world.. There are 3 ways to escape from him.. The masks people wear in halloween avoid Samhain to recognize the mortals.. The sweets left in front of the door, ends the hunger of Samhain and keep him away.. The pumpkins that is carved in the smiling face shape and having a light inside, will make Samhain think they are the followers of him and samhain will be disguised.. Only with these measures, the good spirits could be memorized safely..

..

Sometimes i am thinking myself, if the humanity and the world we are living on it is also nearing its end of the harvest period slowly slowly in its own life cycle? While this special day comes once in 365 days, will it be again real for the Earth, which has a billions years old history, due to the scarce resources that could be harvested? Humanity is going toward an annihilation day by day, due to the system of world managed by avarice.. The reality that has forgotten so far, the dirt sweeped under the carpet until today, starts to create trouble hereafter..

The food that is produced today in the world, is obviously not enough for the current population.. There is also the reality of unfair distribution of the incomes that causes some people cant reach to enough food.. However, to find a solution for the need of accomodation of the increasing population, which is another basic need of humanity, there is more and more reduction in agricultural areas every year.. So, no place remains for neither agricultural production, nor animal husbandry.. Thus the frequent food crisis are happening.. When we add also the effect of global warming, the pace of the run down is hurrying up..

Few years ago the rice crisis arised from Thailand reached even our kitchens.. Due to the global world conditions, even some countries that most of the people cannot find on the maps, have affected us in finding the basic food needs, especially the raw materials.. Furthermore it happens more and more frequently.. The world became smaller as it is globalised, markets became closer as it is smaller, the foreign hands entering our pockets increased as the markets are closer, and naturally this changed our welfare negatively..

Due to the burned Russian forests last summer, the increase of the wheat prices made our bread smaller; the South America origin Tuta Absoluta parasitic that is bothering tomato, made this vegetable we like 4-5 times more expensive compared to last year, and causing almost not using in our meals.. And the most interesting among all, a cattle cows producer country, Turkey, became an importer of animals from countries such as Hungary, Uruguay or Jordan..

Büyük balık küçüğü yutar - The big fish engulfs the smaller one

All of these problems arised because of the behaviours of administrations throughout the world who is giving more importance to money, money, and more money instead of basic human needs such as food, drink and accomodation.. New problems will be added to those food problems such as scarcity in fish, as natural disasters like in Hungary's aluminium factory collapse and in the oil spill of BP's petroleum platform in Mexican Gulf becoming more and more common.. Who knows, to what kind of product will be affected in coming days after the Mount Merapi Volcano was erupted in Indonesia? Soon we will also difficulty in reaching clean water sources.. Then the scarcity of oil will follow.. However, the system is still forcing people to use oil and other fossil fuels which is a known fact that they will end in a soon future.. Why not using wind and solar energy instead? Why are the new generations addicted for years to the fruit and vegetables whose genetic has been changed?

..

As it seems, the world and the people living on it is nearing to the end of the harvest period.. A kind of Halloween is starting for our planet.. Samhain is already on the way from the Otherworld, it is any moment he will arrive.. He will test us, the mortals, with the dark winter he will bring.. But, i am afraid this time neither the mask we will wear, nor a handful amount of sweets we will put in front of the door, or the jack-o-lanterns will be able to svae us from the harm of Samhain.. As long as the greed policies away from share and equality will continue; we will be just some few good spirits that can pass the door and will be memorized by our grandchildren in the following October 31sts..

Wish all of you a Happy Halloween..

Nils Filmer

Arkeoloji; Tarihin Saklambacı – Archeology; Hide and Seek Game of History

Kazı gibi yollarla ortaya çıkarılan tarihî yapıların, kültürel, sanatsal ve tarihsel yönden incelenmesine, arkeoloji bilimi deniyor.. Her ne kadar ortaya çıkarılanlar genelde binalar ve benzeri mimari yapılar olsa da, bu bilimin aslında incelediği temel konu, bu yapıları kullanmış olan insanlığın kültürel geçmişi, kültürlerin değişimi ve kültürlerin birbirleriyle ilişkileridir..  Yunanca’da Arkheos, yani eski; ve Logos, yani bilim sözcüklerinden oluşturulmuş bir kelime olan arkeoloji, kısacası insanlık tarihinin geçmişinin kayıt defteridir..

Ülkemiz gibi, toprakları üzerindeki medeniyetlerin yerleşimin M.Ö 9500’lere kadar dayandığı bir coğrafyada, arkeolojiyi sevmemek olmaz diye düşünüyorum.. Hemen her şehrin, binlerce yıla dayanan bir geçmişi var bu ülkede.. Halen de kah tarım için, kah artan nüfusa yeni yerleşimler oluşturmak için toprak kazıldıkça, altından tarih fışkıran bir coğrafyada yaşıyoruz.. Ancak bazen de o kadar fazla fışkırıyor ki bu tarih, arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan Hasankeyf veya Allianoi gibi geçmişin şehirleri kaderlerine terk ediliyor birer birer, bugün yer aldıkları topraklarda kurulan ülke yönetimlerince..

Benim gibi arkeoloji seven biri için kabul etmek zor, günümüz koşullarına yenik düşmesi “eski”nin.. Çünkü yaşanan, yaşanılan her şey ve her yer bir gün eski oluyor.. Yeniyi yazmak ve yaşamak içinse, insanlık ancak bu eskilerden ders alabilir.. Tabii ki arkeolojinin yardımı ile.. Gün geçtikçe, kazılar devam edecek ve insanlık tarihiyle ilgili bugüne doğru gelen zincirde eksik olan halkalar birer birer tamamlanacak..

Örneğin 2010 yılında, şu ana kadar birçok arkeolojik kazı ile, dünya genelinde onlarca önemli yeni arkeolojik keşif yapıldı.. Ülkemiz de onlarca yeni kazıyla tarihi geçmişini biraz daha zenginleştirdi.. Özellikle, Milas yakınlarında bulunan Kral Hekatomnos’a ait lahit, son yılların en önemli arkeolojik keşfi oldu Türkiye’de. Hekatomnos, bugün Bodrum’daki mezarı antik dünyanın yedi harikasından biri sayılan Karya Kralı Maussollos’un da babası.. Ancak, lahit define avcılarınca kaçak bir kazıda bulundu.. Jandarmanın baskını sonucu ortaya çıkarılan bu yasal olmayan kazı yine de içindekilerin bir kısmının kaçırılmasına engel olamadı.. Aynen, Hasankeyf ve Allianoi örneklerindeki gibi, arkeoloji sevmesi gereken bir ülkeye yakışmayan bir görüntü ortaya kondu..

2007'de Mantova, İtalya'da yapılan bir arkeolojik kazıda bulunan birbirine sarılmış bir çift.. İskeletlerin 5000 yıllık olduğu sanılıyor.. - A couple's skeletons which was founded in an archeological study in the year 2007, near Mantova, Italy.. It was thought the bodies are 5000 years old..

Dünyada ise, sadece Nisan ayından Eylül ayı sonuna kadar ortaya çıkarılan ve gelecek kuşaklara miras kalacak çok değerli tarihi eserler ile verimli bir arkeoloji sezonu daha geride kalmak üzere..  Bunlardan biri olan, İngiltere Somerset yakınlarında ortaya çıkarılan ve Frome definesi Mlarak adlandırılan gömüde, tam 52503 adet Roma madeni parası bulundu. M.S. 4. yüzyıla ait bu hazinenin Somerset Müzesi tarafından, İngiltere Hazine Değerleme Komitesi’nin belirleyeceği bir değerden, satın alınması bekleniyor.. Bu durumda, ülke yasalarına göre ödülün büyük kısmı hazineyi bulan metal detektörcü ile gömünün bulunduğu arazi sahibine pay edilecek..

Gene ülkemizden bir örnek vermek gerekirse, ülkeler arasında tarihe bakış açısının ne kadar farklı olduğunu görürüz.. Türkiye’de, Karadeniz bölgesinin, insanlarının naifliğinden sık sık fıkralara konu olduğu bilinir.. Hikayemiz de zaten bu bölgedeki Trabzon kentinde geçiyor.. Bir Alman vatandaşı yıllar önce Trabzon’a turistik amaçlı gelir, ve tesadüfen karşılaştığı bir manastır kalıntısı görür.. Hemen arazinin sahibine gider ve yanına da bir mescit yapmayı teklif ederek manastırı onarmak ister. Karadenizli arazi sahibi, bunun kendisi için sorun olmayacağını, ancak Alman vatandaşının devletten izin alması gerektiğini söyler..  Alman, Turizm il müdürlüğüne gider ve isteğini arz eder.. Kültür ve Turizm Bakanlığı durumu inceler, ve manastırın il kayıtlarında yer almadığını, yeni bir keşif olduğunu tespit eder..

Yasaya göre tarihi eser değeri taşıyan bir yapı, keşfedildiğinde özel arazide yer alamaz. Yani Alman vatandaşının, bizim Karadenizliden istediği arazi, manastırın resmi kayda girmesinden sonra devletin olur.. Şimdi yıllardır süren bir hukuk mücadelesi devam ediyor;Karadenizli vatandaş, Alman turist ve Türk devleti arasında.. Karar verildiğinde, ya arazi tamamen devletin olacak, ya Türk ve Alman arasındaki anlaşma geçerli olacak, ya da hiçbir şey yaşanmamış gibi her şey bundan yıllar öncesine dönecek, manastır onarım teklifi hiç yapılmamışçasına..

Arkeoloji işte.. Bazen bu gibi anlaşmazlıklara da sahne olsa, ortaya çıkanlarla kazanan hep insanlık oluyor.. Bu işin bir diğer güzel tarafı da; her gün, dünyanın herhangi bir yerinde, birbiriyle bağımsız sayısız uygarlıkla ilgili yeni bilinmeyenler günışığına çıkıyor.. Hayat devam ettikçe hiç durmadan devam edecek bir bayrak yarışı gibi.. Biz yaşadıkça arkeoloji devam edecek ve yeni “eski”ler ortaya çıkarılacak. Aynı zamanda, biz yaşayacağız, ve yaşananlar da eskiyecek, bir gün bulunmak üzere, geçici olarak saklanacaklar..

Nils Filmer

Bergama, Türkiye - Pergamon, Turkey

Arkeoloji; Tarihin Saklambacı – Archeology; Hide and Seek Game of History

The scientific study of digging the historical structures, and researching them in cultural, artistic, and historical ways is called the archeology science.. Eventhough what is found in archeological studies is generally buildings or any kind of structures, the main subject of this science is; researching the civilizations that used those buildings or artifacts, their cultural backgrounds, the changes in these cultures in different time periods and the intercultural ties between different civilizations.. In ancient Greek, the word Arkheos refers to old, while Logos means science.. These two words compose the word archeology, what we can describe as the record book of humanity's history..

I think that everybody should like the archeology science in a country like Turkey, as here the first settlements that was recorded in our geography is going back to the years B.C. 9500.. Almost every city has a history of thousand years.. Still today, either for farming, or building new homes for today's residents the new excavations resulting in finding new archeological treasures.. However, sometimes the history touching the sunlight is so much that, the founded archeological ruins like Hasankeyf or Allianoi ,are conflicting with today's cities.. Generally it is the ruins that are losing the war between the old and the new, because of the cultural politics of today's administrations..

It is hard to accept the defeat of "old" against the new, for someone like me who loves archeology.. Everything and everywhere that has lived is becoming old one day.. To write and live the new, humanity should only and only take lesson from the old events.. Of course with the help of the archeology.. Day after day, these studies will continue, and the missing links of the chain of humanity's history will be revealed..  

Bodrum Kalesi, Türkiye - Castle of Bodrum, Turkey

For example in the year 2010, throughout the world there has been many new archeological discoveries made.. Even in our country, in Turkey, the cultural background became richer with the new excavations.. Especially the exploration made near Milas, Turkey was the most important for this country in the recent years.. The tomb of King Hekatomnos was found in the last weeks of this summer.. He was the father of Karian King Maussollos, whose monumental tomb in Bodrum, Turkey (Halicarnassos) was one of the seven ancient wonders.. However, the tomb of hekatomnos was found during illegal digging activities by smugglers.. Although the security  forces discovered them, it was a little bit late and some of the treasuries were already stolen.. Similar to the stories in Hasankeyf and Allianoi, not the right behaviour from a country who is expected to like archeology because of its rich historical background..

On the other hand, in the world another archeological season is nearing to the end in Northern Hemisphere.. This year only between the months of April and end of September, many new discoveries made in this science, which will be a rich heritage to the future generations.. One of them is the Frome Hoard found near Somerset in England.. This treasuary is composed of 52503 coins from Roman time belonging to A.C. 4th century.. It is expected that, this treasury will be bought by the Somerset Museum, by a value assessed by the British Treasury Valuing Committee.. After that, according to the national law the prize will be divided between the metal dedectorist and the land owner where the treasury was founded..

If we return to Turkey with another example from archeology, we will easily see how different could be the point of view of different countries to this study.. In Turkey it is a known fact that, the people of Black Sea region are the subject of jokes due to their naive nature.. Our story is also coming from that region, from the city of Trabzon.. One German citizen had came to Trabzon years ago for a touristic visit and coincidently seing a monastery ruin on his way.. Immediately he finds the land owner, and asking him if he can restore the monastery, and as a gesture he promised to build also a masjid next to the monastery.. The Black Sea man said, it is not a problem for him, but the German citizen should still take permission from the state for the restoring effort.. Then, the German went to the local office of Tourism bureau in the city and applied for his request.. Culture and Tourism Ministry made a research about the incident, and found that this monastery was never recorded in this city's cultural inventory..

According to the law, if there is a new discovery made that has an ancient value, the land of the discovery cannot be owned by a private owner.. So, the land where the German asked the Black Sea man if he can restore the old monastery, became the land of the state after once they made an official application to the ministry! Now the case is in the court for long years between three sides; The German, The Black Sea man, and the Turkish state.. When the verdict will be given, the land will be either belonging to the state, or it will be divided according to the agreement of two men.. The third possibility is; the parties will act like the offer by the German man was never made..

That's archeology.. Eventhough sometimes similar small disagreements arising, it is always the humanity earning with the new discoveries.. The nice side of this science is; everyday, in every corner of the world, from many unrelated civilizations, new discoveries from under the soil are touching the daylight.. Like an athletics relay race, which is transferred by every new generation to the next one, and will be never ending.. As long as humanity will live, archeology will go on its discoveries, and new "old things" will be founded.. At the same time, we will live, and what we live will become old one day.. They will be hidden temporarily, for one day to be founded by new archeologists..

Nils Filmer

Perseid Meteor Yağmuru - Perseids Meteor Shower

Her yıl takvimler 12 Ağustos gününü gösterdiğinde, dünyamız sonsuz evrendeki yolculuğunu sürdürdüğü bir gecede, gökyüzü yılın en faal görünümlerinden birine bürünüyor.. Çünkü her 12 Ağustos'ta dünya, Swift-Tuttle kuyrukluyıldızının dünya yörüngesine daha önce bıraktığı tozların atmosferimize girmesi sonucu, meteor yağmuru olarak isimlendirilen parçacıkların içinden geçiyor. Her biri, çakıl taşı büyüklüğündeki bu parçacıklar, gökyüzünde bir yıldız kaymış izlenimi veriyor bizlere. Ne de olsa o sonsuz dev yıldızları da birer çakıl taşı büyüklüğünde görüyoruz..

Normal bir gecede, bir saatimizi sabırla gökyüzünü izlemeye versek, görebileceğimiz meteor sayısı bir elin parmak sayısını geçmez. Genelde 2 veya 3 tane görebileceğimiz meteorlardan, Swift-Tuttle kuyrukluyıldızı sayesinde 12 Ağustos günü, gece yarısına doğru görebileceklerimiz saatte yaklaşık 50-60'ı bulabilecek.. Söylediğim gibi, bu yıldız tozları denebilecek parçacıklar çok küçük boyutlu olduklarından, atmosfere girerken yanıp, yeryüzüne ulaşamadan havada eriyorlar. İşte biz de bu yanış sırasında geceyi aydınlatan izleri seyrediyoruz.. Yani hem bize sunulan bir görsel şölen var, hem de kafamıza düşecek bir taş ihtimali yok. O yüzden bu yağmuru izlemek için şemsiyenizi yanınızda bulundurmaya gerek yok..

Meteorlar Perseus'tan çıkıyor gibi görünecek - Meteors flow as Perseus will be their center

İşin şakası bir yana, meteor yağmurları tehlikesizdir.. Ama kuyrukluyıldızlar her zaman bu kadar da cömert olmuyorlar. Bize bu harikulade doğa olayını karşılıksız sunan Swift-Tuttle, gelecekte dünya için potansiyel tehdit oluşturan yüzlerce asteroidden biri. Eğer yapılan hesaplamalar doğruysa, bu dev kütlenin, 14 Ağustos 2126'da dünyaya veya önümüzde bir kalkan gibi duran aya çarpma olasılığı mevcut.. Tabii bunlar henüz kesinleşmeyen ihtimaller..

Bunun üzerinde bilimadamları zaten onlarca yıldır çalışıyorlar.. Bırakalım bu korkutucu senaryoları ve bu geceki şölene geri dönelim.. Peki nasıl izleyeceğiz Perseid meteorları? Öncelikle şehir ışıklarından yeteri kadar uzakta olmalısız.. Böyle bir yer bulmak gitgide zorlaşsa da, imkansız değil.. Gökyüzündeki Perseus takım yıldızı kaynaklı çıkıyor gözüktükleri için bu adı alan 12 Ağustos meteorlarını görmek için bu yıldız kümesinin bulunduğu kuzeydoğu yönüne bakmalıyız. Sırtımızı da yere yasladık mı, değmeyin keyfimize.. Eğer evinizden fazla uzaklaşamadıysanız ise, tabii ki öncelikle bütün ışıkları kapatmayı unutmayın..

Önemli Not: Bu gecenin iki numaralı gökyüzü olayı; gezegenlerin toplaşması.. Yeni ayın üzerinde parlayan Venüs ile birlikte onun da hemen üzerinde Mars ve Satürn hep birlikte bizlere göz kırpacaklar bu akşam..

Nils Filmer

Bu geceki gökyüzü - Tonight's sky 12.08.2010

Perseid Meteor Yağmuru - Perseids Meteor Shower


Every year, when the calenders pointing the August 12th, one of the nights where our planet is pursuing its endless voyage in the universe, the sky is presenting us, one of its most brilliant shows.. Since, on every August 12th, the world is entering the debris of comet Swift-Tuttle.. When we pass through these streams of the debris, the event what we call "Meteor Shower" is happening.. Each of a pebble stone size meteors, giving us the feeling of a star is falling from the sky, -or so called shooting stars- .. Of course, that arises from the fact that we see those stars - the huge gas balls - , in the size of tiny paddle stones due to the gigantic distance.. 

In a usual night, if we look to the sky for an hour with a little bit patience, the toal amount of meteors that we can count wouldnt be more than the amount of fingers of one hand.. Generally we will be able to see two or three of them in one hour.. However, on August 12th, through the first moments of the midnight whereby Comet Swift-Tuttle the amount of meteors we will be able to catch will reach a peak of 50-60 an hour.. As i said before, these very small particles, that we can name as stardust, are burning while entering the Earth's atmosphere, but they are melting in the air and cant reaching until the surface of the Earth.. So that, we are watching the traces of those small particles' burning.. There is a visual fest for us tonight, and the good thing is there is no harm or risk for us, like a falling stone on our head..So, no need to bring an umbrella for the observation tonight..


That was the fun side, indeed meteor showers are not dangerous.. However, comets are not that generous always.. The Comet Swift-Tuttle, that providing us this gorgeous visual show tonight, is one of the huındreds of potentially hazardous asteroids to Earth.. If the ongoing calculations are true, this huge flying object has a potential to hit the Earth, or the Moon that is shielding our planet, on August 14th 2126.. Of course, these are just tentative predictions yet.. 

Scientists are already working on that subject for many decades.. Let's forget these scarry scenarios, and return to tonight's sky feast.. So, how we will be able to watch the Perseids? First of all, you need to be away from city lights.. Although it is getting more difficult to find such places, it is still possible.. Since they seem to be flowing down from a center, where the Perseus constellation is located on the northeastern direction, these August 12th meteors are named as Perseids.. Then, first get rid of the city lights, find a soft surface to lie on, look toward Northeast direction, and enjoy the Perseids..If you can't go too much away from home, just close the lights and try to catch some of them..

Special Note:: Tonight's second important sky event is, the alignment of planets.. You will see the bright Venus shining over the new moon.. Mars and Saturn planets will be also seen around Venus tonight..(Don't forget to take a look the charts above)


Nils Filmer

Doğum Günün Kutlu Olsun Küresel Isınma - Happy Birthday Global Warming

Bugün, 8 Ağustos, Küresel Isınma teriminin literatüre girmesinin 35. yıldönümü. Genellikle eğlenceli ve mutlu anlarla geçen doğum günlerinin aksine, küresel ısınma sözünü ilk kullanmamızdan bu yana, her sene ismini daha sıklıkla ve korku, endişe gibi duygularla hatırlıyoruz.. Üstelik de senede bir kez değil, hemen her gün hatırlatıyor kendisini..

1975 yılında ABD'li bilimadamı Wallace "Wally" Smith Broecker'ın makalesinde kullandığı bu iki sözcük, "Global Warming"'di.. Bugün ise günlük sohbetlerin bile bir parçası oldular.. Örneğin, dün de bahsettiğim Moskova yangınları için kuraklık ve dolayısıyla küresel ısınma zan altında. Ya da iki gündür Avrupa'yı etkisi altına alan ve Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Almanya'da en az 10 kişinin ölümüne sebep olan kuvvetli yağışlara bağlı seller de küresel ısınma kaynaklı.. Bunlara iki hafta önce Çin'de, geçen hafta da Pakistan'da yaşanan ve ikisinde de en az 1200'er kişinin öldüğü selleri de ekleyebiliriz. Bunlara eklenen son halka, bugün haberlere yansıdı. Grönland'da Petermann Buzulu'ndan kopan -yapılan resmi açıklamaya göre- Manhattan'ın 4 katı büyüklüğünde bir parça, 1962 yılından beri Kuzey Kutbu'nda yaşanan en büyük ayrılma..

Peki ne yapmalıyız? Bireysel olarak etkimiz ne olabilir ki diyebilirsiniz.. Demeyin! Haklı olduğunuz nokta, öncelikle devletlerin ellerindeki güçle, dünya için birşeyler yapması gerektiği.. Mesela Kyoto Protokolü'nün gereklerini yerine getirmek. Ancak, bireysel olarak sahip olacağımız çevre bilinci de bunun yanında çok önemli ve etkili..

Enerji dostu ampuller kullanmak, televizyonu stand-by'da bırakmamak, klima yerine vantilatör kullanmak, diş fırçalama-bulaşık yıkama-traş sırasında suyu açık bırakmamak, çamaşır suyu tüketimini azaltmak, toplu taşıma araçlarını tercih etmek, kısa mesafelerde yürümek, araçla uzun beklemelerde kontak kapatmak, geri dönüşümsüz ambalajlı ürünler almamak, cam ambalajları tercih etmek, plastik yerine kumaş poşet kullanmak, çöplerimizi ayrıştırmak, bilgisayarları bekleme modunda bırakmamak, yazıcıdan asgari sayıda çıktı almak, gazetelerimizi geri dönüşüme kazandırmak.. Ne kadar çok, ama ne kadar kolay öyle değil mi?

Size klasik gelen uyarılar oldu belki de, ama bunları ne kadar çok duyduysanız da henüz uygulamaya başlamadıysanız bugün tam zamanı. Ne de olsa Küresel Isınma'nın doğum günü!

Nils Filmer

*Sana iyi bir haberim var! Eğer küresel ısınma bu hızla giderse, 5 yıldan kısa bir sürede oraya sadece yüzüp onu yiyebiliriz

Doğum Günün Kutlu Olsun Küresel Isınma - Happy Birthday Global Warming


Today, August 8th, is the 35th anniversary of the term "Global Warming" was first ever used in the science literature.. Unlike the usual birthdays that has an enjoyable and happy mood, since the word global warming first ever used, every year it reminds itself with more scary and threatening emotions to humanity.. Furthermore not once a year, but almost every new day, with new surprises..


In the year 1975, the American scientist Wallace " Wally" Smith Broecker wrote these two words, first ever time in his Science article, "Global Warming".. In contrary, today these words are a common part of our daily conversations.. For example, as i mentioned in my recent article yesterday, the Moscow fires are also a result of drought caused by the global warming.. Or, the East European floods that killed at least 10 people in last two days, in Czech Republic, Poland and Germany were also originated from heavy rainfall arised from global warming.. We can also add the floods that happened two weeks ago in China, and that one happened in Pakistan last week where in both tragedies at least 1200 people dgied seperately.. Latest news came today.. A huge piece is broken from the Petermann Glacier in Greenland -and according to the official statement- it was 4 times bigger than the size of Manhattan, the biggest ever piece broken since 1962 in the North pole..


So, what should we do? You probably think, what could be our ffect personally.. Dont think so! The point where you have right is; in the beginning the states must take some measure with the power in their hands.. For example, they can start with applying the decisions of Kyoto Protocol.. However, as individually we have also a great and important effect, if we own a correct nature conscious..


Using energy-friendly bulbs, don't left the television in stand-by mode, using fan instead of air conditioner, don't left the water flowing during brushing teeth, washing the dishes and shaving, decreasing the usage of bleach, prefering the mass transportation vehicles, going the short distances by walking, closing the engine of the vehicle when stopped for long time, don't using products with non-recycled gcovers, prefering products with glass packages, using clothing bags instead of plastic bags, seperate different kinds of garbage, don't left the computer for long time in screensaver mood, use minimum amount of paper when using printers and, help newspapers will be recycled.. So many, but how easy, right?


It could be sound classical, these warnings.. Although you might heard them several times, bt if you haven't started to apply those small rules, it is the right day to start today.. Dont forget, it is the birthday of global warming today.. 

Nils Filmer

Duman Kokulu Moskova - Smoky Moskow - дымчатый Москва

Uzaydan bakıldığında dünyanın nasıl göründüğünü hepimiz az çok biliriz.. Mavi ve yeşil ağırlıklı olan gezegenimizde son dönemlerde bir renk değişimi artık bariz bir şekilde görülüyor.. Kuzey kutbunda, dünyanın azınlıktaki rengi olan beyaz gitgide azalıyor, buzulların erimesinden dolayı.. Yeşil renk ise, ormanların her geçen gün daha da tahrip edilmesiyle, çorak sarı renge dönüşüyor hızla.. Peki uzaydan bakıldığında sıklıkla görülen renkler sadece bu kadar mı?

Son dönemlerde, bir de duman grisi katıldı bu renkler arasına. Yangın mevsimlerinde, Avustralya ve California'nın önlenemez alevleri, ardından İzlanda'da faaliyete geçen ve yalnız bu Avrupa'dan adeta izole küçük adayı değil, tüm kıtayı da etkileyen Eyyafyallajökkul yanardağı.. Şimdi bunlara bir de, yüzyılın en yüksek mevsimsel sıcağıyla boğuşan Rusya'daki yangınlar eklendi. Moskova'da smog yüzünden görüş 50 metrenin altına düştü.. Uzaydan bakan bir göz, artık gri rengi de dünyanın olağan bir tonu olarak görecek, insanlığın dünyaya verdiği zararların, doğa tarafından artık sindirilemeyerek geri kusması yüzünden. Renklilik güzel olsa da, dünyaya yeşil ve maviden başkası yakışmıyor işte..

Nils Filmer

Moskova yakınındaki yangınlar - Fires near Moscow

Duman Kokulu Moskova - Smoky Moskow -   дымчатый Москва

We all know how the Earth is looking from the space more or less.. In recent times, it is obviously seen that the dominant blue and green color of our planet is changing.. In the North Pole the white color, one of the minor colors of the Earth is getting smaller and smaller, due to the melting of glaciers.. On the other hand, the green color is also turning into yellow tones of barren soil quickly, because of the devastation of world forests.. Do you think, these are the only colors if we would look to our planet from the space?


Recently, grey is also among the new colors of our "home".. In the fire seasons; the uncontrollable Australian bush fires, and the forest fires arising in California, then also the Eyyafyallajökkul volcano eruption in Iceland, had not only affected those countries, but their continents as well.. Even Iceland's location is isolated from Europe, the volcano's ashes and smoke reached to many countries.. Now, the latest ring of the chain is the unstoppable forest fires around Moscow and in Russia, which is struggling with the worst heatwave of the nation's history.. The sight in capital Moscow is under 50 meters.. Because of the harm the humanity is giving to the environment, the nature can't absorb the pollution anymore, and vomiting it back with anger over us.. An eye looking from the space toward the Earth, will see the grey tones from now on, more and more, like it is a natural color of our planet.. Although keeping something colorful is a good aspect, I think blue and green is the best fitting and only needed colors of the world.. 

Nils Filmer

Hiroşima - Hiroshima - 広島市

Bugün, yani 6 Ağustos 2010, Japonya'nın Hiroşima kentine atılan atom bombasının 65. yıldönümü.. 1945 yılının 6 Ağustos günü, saatler sabah 8.15'i gösterirken ABD hava kuvvetlerine ait bir B-29 bombardıman uçağı olan Enola Gay tarafından bir atom bombası Hiroşima semalarında bırakıldı.. Little Boy - Amerikan ordusu ölümcül silahlarına bu ismi uygun görmüştü - yere ulaşana kadar Hiroşima'da hayat olağan akışındaydı, bir savaş sırasında ne kadar olağan olabilirse.. Ancak Hiroşima'ya düşen bomba, sabah mahmurluğunu bir anda cehenneme çevirdi.


İlk aşamada ölenlerin 80,000 civarında olduğu tahmin edilirken, yıl sonuna kadar bu rakam yaralıların ve özellikle de radyasyona maruz kalanların eklenmesiyle yaklaşık 130,000'e ulaştı.. Bugün bile düşündüğümüz zaman dehşete düştüğümüz bu olay, sadece 3 gün sonra Nagazaki'de de tekrarlanınca Japonya savaşta teslim olmuştu..

65 yıl sonra, bombardıman kurbanlarının anıldığı bugün, tüm dünyadan duyulan ses ve temenniler ortaktı; nükleer silahlardan arındırılmış bir gelecek beklentisi.. ABD'nin Japonya büyükelçisi John Roos, gelecek nesiller aşkına nükleer silahsızlanma çağrısı yaptı bugün Hiroshima Barış Anıtı Parkı'nda.. Bu açıklamanın, Hiroshima ve Nagasaki bombardımanlarından sorumlu, üstelik de dünyanın 2 numaralı nükleer silah üreticisi olan bir ülke yöneticisinden gelmesi ironik olsa da çok manidar.. Arabulucu niteliğine sahip kurum olan, Birleşmiş Milletler'in Genel Sekreteri Ban Ki Moon, ve gene birer nükleer güç olan Pakistan ve Rusya'nın temsilcilerinin de Hiroshima'da bulunmaları, bu sayede güvenli bir dünya geleceği için söylenenlere yakından "kulak misafiri" olmaları bizim için sevindirici..

Bu çerçevede Japonya başbakanı Naoto Kan'a kulak verelim; "İnanıyorum ki, bir savaşta nükleer yıkıma uğrayan tek ülke olan Japonya'nın ahlaki görevi, dünyada nükleer silahsız bir gelecek için yapılacak çalışmalara öncelik etmektir"..

Nils Filmer

Hiroşima - Hiroshima - 広島市


Today,  August 6th 2010, is the 65th anniversary of the atomic bomb was dropped into Japanese city of Hiroshima.. On 6 August 1945, when the clocks were pointing out 8.15 AM, an American B-29 bombarding plane, which was named Enola Gay, dropped an atomic bomb over Hiroshima.. It was a daily routine (as much as it could be during a war period) in Hiroshima until Little Boy - this was the name of the deadly weapon, given by the American army - reached its target.. However, the bomb felt in the heart of Hiroshima city, turned the morning drowsiness into an inferno, in a moment..


At first stage, it was estimated that 80,000 people had died, just after the nuclear bomb had exploded.. Until the end of the year the number of losses, had reached to 130,000 people when the injured and those affected from radioactivity also lost their lives.. As the calamity that make us shivering even today, had repeated 3 days later in Nagasaki city, Japan had surrendered in World War II..


65 years later, on the day of remembrance the victims of bombarding, the sounds and wishes from all over the world were common; the expectation of a future cleaned from nuclear weapons.. The American ambassador to Japan John Roos, made a historical speech in Hiroshima Peace Memorial Park, where he asked for a world without nuclear weapons for the sake of future generations.. Although it is ironical, that the announcement came from a representative of the country responsible for Hiroshima and Nagasaki bombardings, and also a country that is the number 2 seller of nuclear weapons as well; it is meaningful to criticise the common usage of those dangerous material.. United Nations, which has the negotiator role in these hot subjects, were also represented in today's memorial by General Secretary Ban Ki Moon.. Pakistan, and Russia, 2 more nuclear powers, had also sent envoys to Hiroshima as well.. It is a comforting fact for those, who has a wish for a future away from nuclear weapons, to see these critical parties "overheard" the speeches in Hiroshima..


Inter alia, lets hark to Japanese Prime Minister Naoto Kan; "I believe that, as the only nation that faced a nuclear devastation in a war, Japan's moral responsibility is, to lead the efforts for a future without nuclear weapons, and provide a strong ground for the world peace"..

Nils Filmer